Spor ve Sağlık
27 Haziran 2023
Sporun önemi
Her çeşit spor etkinliklerini, Türk gençliğinin millî eğitiminin ana unsurlarından saymak gerekir. Bu işte hükümetin, şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddî ve dikkatli davranması, Türk gençliğini spor bakımından da millî heyecan içinde özenle yetiştirmesi önemli tutulmalıdır.
1937 (Atatürk’ün S.D.I, s. 387)
Başarılı olmak için her türlü yardımdan çok bütün milletçe sporun niteliği, değeri anlaşılmak ve ona kalpten sevgi göstermek, onu vatanî görev saymak gerekir.
1926 (Atatürk’ün S.D.1I, s. 245)
Dünyada spor yaşamı, spor âlemi çok önemlidir. Bu kadar önemli olan spor yaşamı, bizim için daha önemlidir;çünkü ırk sorunudur, ırkın düzelmesi ve gelişmesi sorunudur, ayıklanması sorunudur ve hatta biraz da uygarlık sorunudur.
1926 (Atatürk’ün S.D.II, s. 244)
Bir toplum yalnız spor ile rengini ve gücünü değiştiremez. Orada hâkim olan sıhhî, sosyal, uygar birçok gerek ve şartların teminine yönelen girişim ve önlemlerin uygulanması gerekir.
1926 (Atatürk’ün S.D.1I, s. 245)
Fikrî olduğu gibi bedensel gelişmeye de çok önem veririz.
1931 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s.551)
Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor alanında da idealine ulaştırılması için yüksek Meclis’in kabul ettiği Beden Terbiyesi Yasası’nın uygulanmasına geçildiğini görmekle memnunum. 1938 (Atatürk’ün S.D.I, s.395)
Spor ve Türk milleti
Köylülerimiz, köy çocukları denilebilir ki bütün yaşamlarını tarlada, meralarda hareket ve beden çalışması içinde geçirirler. Fakat gereken şekilde, bilim ve teknik kurallarına göre olmadığı için amacın istediği sonuç beklenemez. Türk ırkında geçmişin uğursuz, olumsuz, anlamsız izleri kalmıştır. Tarihlerde dünya hâkimi olmuş koskoca Türk. milletine bugünkü kuşağımız mirasçı olduğu zaman da, bu koca milleti biraz zayıf, biraz hasta, biraz cılız bulmuştur. Efendiler, gürbüz, güçlü evlâtlar isterim!
1926 (Atatürk’ün S.D.II, s. 245)
Türk sporculuğu, uluslararası alanda lâyık olduğu yerini alacaktır. O zaman Türk sporculuğu, memleket ve millet yaşamında etkili olduğu kadar, biraz da uygarlık ve belki de benim tahminimden fazla bir uygarlık belirtisi olacaktır.
1926 (Atatürk’ün S.D.II, s. 246)
Türk gençliğinin spor alanında da gösterdiği yetenek ve faydalı çalışmayı takdirde izliyorum.
1928 (Milliyet gazetesi, 8.9.1928)
Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerlerinde güreşirlerken görürsünüz. Ata en çok ve en iyi binen yalnız Türk erkekler değildir; Türk kadını da bu işi bilir. Hangi milletin daha sporcu olduğu ancak savaş meydanlarında anlaşılır. Türk’ün savaş meydanlarındaki şaşırtıcı karşı koyma ve kahramanlığı, ruhu kadar yapısının da sağlamlığına bir kanıtdır. Yalnız savaş, sporcu milletlerin üstünlüğünü belirtmek için kullanılması uygun görülmeyen müthiş bir aracı olduğundan, ancak gördüğümüz, bildiğimiz usuller uygulanmaktadır.
Benim en çok sevdiğim spor, serbest güreştir. Hangi Türk askerini, köylüsünü isterseniz soyup meydana çıkarınız; dik omuzlan, iyi, kusursuz oluşmuş kasları, keskin yüz çizgileri, yanık tatlı renkleri, kafa yapıları, insanın ruhuna güven ve neşe veren bir eser olarak canlanır.
(Ferit Celâl Güven, Yücel Dergisi, Cilt: X, Sayı: 57, 1939, s. 130)
Güreşin tanımı
Kuvvet ve zekâ oyunu!
(Afetinan, Atatürk’ten Hatıralar, 1950 s. 157)
Türk sporcularına meslek kuralı
Ünlü güreşçi Kurtdereli Mehmet’e yazdığı mektup:
Seni cihanda büyük ün almış bir Türk güreşçisi olarak tanıdım. Parlak başarılarının sırrını şu sözlerle açıkladığını da öğrendim: “Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm!” Bu dediğini, en az, yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek ilkesi olarak belirtiyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın.
1931 (Tarih IV, Türkiye Cumhuriyeti, Haz: T.T.T.C, s. 268)
Sporcunun özellikleri
Spor, yalnız beden yeteneğinin bir üstünlüğü sayılamaz. Kavrama ve zekâ, ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar.
Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.
(Ferit Celâl Güven, Yücel Dergisi Sayı: 57, 1939, s. 130)
Sporda amaç
Sporda tek ve belli bir amaç gözetmek gerekir. Sporu ya propaganda için yapacağız, yahut da bedensel gelişmemizi sağlamak için yapacağız.
1923 (Atatürk’ün S.D.V, s. 98)
Türk sosyal yapısında spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor yaşamını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için, herhangi bir yarışmada kazanmak emeliyle bir spor çizmezler. Esas olan, bütün her yaştaki Türkler için beden eğitimini sağlamaktır. “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” sözünü atalarımız boşuna söylememişlerdir.
1937 (Afetinan, Atatürk Hakkında H.B., s. 86)
Sivil havacılığa önem vermek
Hava işine, onun bütün dünyada aldığı önem derecesine göre önem vermek gerekiyordu. Bunu göz önünde tutan Cumhuriyet Hükümeti, havacılığı bütün ulusun işlevi yapmak kararında idi.
Türk, yurdun dağlarında, ormanlarında, ovalarında, denizlerinde, her bucağında nasıl bir bilgi ve kendine güvenle yürüyor, dolaşıyorsa, yurdun göğünde de aynı şekilde dolaşabilmelidir. Bu ise, Türk’ü çocukluğundan, vatan kuşlarıyla vatan havası içinde yarışa alıştırmakla başlar. Türk çocuğu! Her işte olduğu gibi, havacılıkta da en yüksek düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini az zamanda dolduracaksın. Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktır! 1935 (Atatürk’ün S.D.11, s. 279-280)
Türk Hava Kurumu
Vatandaşların kendi girişimleriyle meydana getirdikleri Tayyare Cemiyeti, az zamanda verdiği verimli sonuçlarla geniş bir ferahlık umdurmaktadır.
1925 (Atatürk’ün S.D.I, s.329-330)
Sağlık koşullarının sağlanması ve devlet
Her ulus çocuklarının sağlıklı ve gürbüz olmaları için yasadıkları bölgenin sağlık şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasal kuruluşların en birinci görevidir.
1937 (Afet İnan, Atatürk Hakkında H.B., s.86)
Kendine, devrimin ve devrimciliğin çeşitli ve vazgeçilmez görevler verdiği Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman, üzerinde dikkatle durulacak millî sorunumuzdur.
1937 Atatürk’ün S.D.I, s. 378)
Milletimizi tam güvenlik içinde yaşatmak ülkümüz olduğu gibi, onun sağlığına özen göstermek ve mevcut imkânlarımız oranında toplumsal dertlerine çare bulucu olmak da hükümetimizin görevlerindendir.
1922 (Atatürk’ün S.DJ, s.216)
Zamanımıza kadar genel sağlığın uğradığı ihmalin derecesi, savaşım yoluna girildikçe daha kuvvetli kendisini göstermektedir. 1924 (Atatürk’ün S.D.I, s. 321)
Sağlık ve sosyal yardım konularında izlediğimiz amaç şudur: Milletimizin sağlığının korunması ve kuvvetlendirilmesi, ölümün azaltılması, nüfusun artırılması, bulaşıcı ve salgın hastalıkların etkisiz hale getirilmesi, bu yolla millet bireylerinin dinç ve çalışmaya yetenekli bir halde sağlıklı vücutlar olarak yetiştirilmesi…
1922 (Atatürk’ün S.D.1, s. 217)
Nüfusumuzun korunması ve artırılması amacını önemle göz önüne koyarım. Halk sağlığı için esaslı olarak göz önüne alınan önlemler durmaksızın daha iyi duruma getirilmeli ve genişletilmelidir. Verimli ve doğurgan olan Türk milleti sürekli ve bilimsel sağlık özenine erişince Türk vatanını hızla dolduracak ve şenlendirecek kuvvette olduğunak imsenin şüphesi yoktur.
1924 (Atatürk’ün S.D.1, s316)
Sağlık örgütümüzde, memleketin gereksinimlerine uygun amaç ve çaba açık olarak görülmektedir. Cumhuriyet Hükûmeti’nin başlı başına bir esas olarak başarıyla izlediği sağlık savaşımına, gittikçe araçlarını artıran bir genişlikle devam olunması gerekir ve önemlidir.
1925 (Atatürk’ün S.DJ, s. 326)
Her çeşit sağlık savaşımını, mümkün olan derecede çabuk ve geniş bir şekilde izlemek, başlıca hedeflerden olmaya lâyıktır. 1929 (Atatürk’ün S.D.I, s. 347)
Ulusun, ulus gençlerinin, çocukların sağlıkları, sağlamlıkları, gürbüzlükleri üzerine düştüğümüz çok gerekli, bir yaşamsal iştir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın bu yönden bize kıvanç verecek yolda çalışmakta olduğunu
görmekteyiz. 1934 (Atatürk’ün S.D.1, s.363)
Türk’e ev ve bark olan her yer, sağlığın, temizliğin, güzelliğin, çağdaş kültürün örneği olacaktır.
1935 (Atatürk’ün S.D.I, s. 370)
Türk topluluğu içinde gerçekten himaye ve yardıma muhtaç olanlar dikkat gözümüzün önündedir.
1931 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s.551)
Kızılay hakkında
Kızılay üye sayısının, memleketin toplumsal erginliği ile orantılı bir dereceye varmasını ve bütün milletin bu orantıyı sağlamasını temenni ederim.
1926 (Atatürk’ün S.D.1, s. 334)
21 Mart 1923 günü Konya’da, Kızılay Kadınlar Şubesi’nin düzenlediği çayda söylemiştir:
Kızılay Derneğinin ve özellikle bu yüce dernekte pek büyük bir çalışma ve yetenekle özveride bulunan saygıdeğer hanımlarımızın askerî harekâtta, Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında gösterdikleri çaba ve yardım, orduya yapılan hizmetlerin değerlilerinden birini oluşturmaktadır. Ordunun Başkomutanı sıfatıyla yüksek kurullarına teşekkürlerimi takdim ederim.
1923 (Atatürk’ün S.D.H, s. 147)
Saygıdeğer Kızılay Demeği’nin, yaralı gazilere yaptığı seçkin hizmetleri, özel takdir ile anmaya değer görürüm.
1922 (Atatürk’ün S.D.1, s.236)