Cumhuriyet Dönemi Eğitim Politikaları


Özet

Türk tarihinin değişik devirlerinde Türk insanının en çok
sıkıntıyı eğitim alanında çektiğini görüyoruz. Halbuki, Türklerin
ilk devirlerinden itibaren okuma-yazma ile ilişkileri olduğu
bilinmektedir. Buna ilâveten, Türk insanının hayata bakış felsefesini
oluşturan “Türk Töresi”nin prensipleri (adalet, eşitlik, hoşgörü
ve insan sevgisi) Türk toplumunda kültürel seviyeyi oldukça
yükseltmişti. Okuma-yazma yani öğrenme ile “Türk Töre”sinin
prensipleriyle hayata yön veren Türkler, adalet ve eşitlik ile okuma
ve öğrenmeye önem veren İslâm dinini kitleler halinde kabul ederek,
hem kendi hem de pek çok milletin kaderini değiştirmişlerdir.
Kısa zamanda İslâm dünyasının liderliğine yükselen Türkler,
bilim ve öğrenme alanında da büyük başarılar elde ettiler. Ne
var ki, XVII. asırla birlikte aksamaya başlayan eğitim kurumları
(mektepler ve medreseler) yapılan bütün reformlara rağmen Osmanlı
Devletinin içine düştüğü iktisadî ve siyasî buhranlar dolayısıyla,
istenen seviyeye gelmemiştir. Beşerî ve fen bilimlerinden hızla
soyutlanan Türk medreseleri istenen kalitede eleman yetiştiremediği
için, Müslüman Türk milletinin daha iyi eğitim kurumlarına sahip
Hıristiyan milletleri karşısında yenik düşmesine sebep olmuştur.
Devleti yıkılmaktan ve milleti perişan olmaktan kurtarmak için,
devlet adamlarımız XIX. asrın başından itibaren ihtiyaç duyulan yeni
askerî ve sivil okullar açmaya başlamıştır. Fakat bu okullardan yetişen
sınırlı sayıdaki insanlar da devletimizi ve milletimizi felâketlerden
kurtarmaya muvaffak olamamışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk, tarihimizdeki bu eğitim çıkmazını,
yani mektep ve medrese sisteminin yetersizliğini biliyordu. O,
cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren dikkatleri bu yetersiz eğitim
sistemine çekmeye başlamış, mutlaka çağdaş ve millî bir eğitime
yönelmemizin zaruretini belirtmiştir.
Gazi Mustafa Kemal, cumhuriyet döneminin öğrenme,
aydınlanma ve kalkınma devri olması gerektiğinin bilincindeydi. Her
şeyden evvel, Atatürk’ün ortaya koyduğu fikirler, ilkeler ve inkılâplar
bu noktadan ele alınmalı ve değerlendirilmelidir. O, Türk milletinin
en büyük mücadelesinin cehalete karşı olması gerektiğini görmüş ve
bu sahada çalışacak olan öğretmenlere hitaben 25 Ağustos 1924’de
Ankara’da, Muallimler Birliği Kongresi’nde yaptığı konuşmada
şunları söylemiştir:
“Yeni nesli, cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbileri sizler
yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır... Bir milleti irfan
ordusuna malik olmadıkça, muharebede, meydanlarda ne kadar
parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı neticeler vermesi
ancak irfan ordusuyla sağlanabilir. İrfan ordusunun kıymeti de siz
öğretmenlerin kıymetiyle ölçülecektir.

Künye

Yazar : Murat Alper PARLAK
ISBN : 978-975-16-2250-1
Basım Yılı : 2010
Yayın No : 283
Basım Yeri : Ankara
Dili : Türkçe

 

İçindekiler