Osmaniye ve Çevresinin İşgalden Kurtuluşunun 100. Yılı Uluslararası Sempozyumu
Özet
Şehir, kültür ve medeniyet merkezidir. Şehirli, okumuş-yazmış, kültürlü
insan anlamında kullanılır. İstanbul bu sıfatı sadece kendisine layık görür.
Bir kimse için, “kendisi aslen şehrîdir” denildiğinde “kendisi İstanbullu’dur”
anlamına gelir. Bedevi kelimesi ise kelime olarak “bâdiyede, çölde yaşayan”
anlamında olup “okuma-yazması olmayan, kaba-saba, cahil insan için kullanılır.
Osmanlı Dönemi’nde okuma-yazması olmayan konar-göçerler için genel olarak Rumeli’de “yörük”; Anadolu’da ise “Türkmen” denilmekte idi.
Adana Mufassal Tahrir Defterlerinde geçen “Türkmenlikten çıkmak” deyimi konar-göçerliği bırakıp yerleşik hayata geçmek anlamında kullanılmıştır.
Bazen aynı anlamı ifade etmek üzere “Ekrâd” yani “Kürdler” kelimesi de
kullanılır.
Osmaniye, pek çok kimsenin sandığı gibi ilk defa 1865 yılında kurulmuş değildir. Osmaniye’nin ilk yerleşimi merkezi, 1500 yıllarında kurulduğunu tahmin ettiğimiz Kınık kasabasıdır. 1536 yılında 5 mahallesi olan Kınık
kasabası bir kadılık merkezidir. Maraş, Ayıntap (Antep), Adana üçgeninde
önemli bir ticaret merkezidir. Yılda bir defa büyük panayır kurulur ve çevre sancakların halkı gelip burada mallarını değiş-tokuş ederler, ihtiyacı olan
malları alırlardı. Bu yüzden Kınık kasabasının ihtisap geliri Adana’dan bile
fazla idi.
1604-1607 yılları arasında yaşanan Canpolatoğlu Ali Bey isyanı sırasında Çukurova’da büyük karışıklıklar yaşanmış, bu kargaşa içerisinde Kınık
kasabası halkı etrafa dağılmıştır. 1865 yılına kadar konar-göçer olarak yaşamak zorunda kalan Kınık halkı Alibekiroğulları, Karayiğitoğulları, Kaypakoğulları ve Çenedoğulları adıyla anılan 4 ağalık halinde teşkilatlanmıştı.
1865 yılında etrafa dağılan, yeniden konar-göçerliğe dönen halkı Ahmet Cevdet Paşa yeniden toprağa yerleştirmiş ve Hacı Osmanlı köyü merkez olmak
üzere Osmaniye kazası kurulmuştur.
Uzun süre konar-göçer olarak yaşamak zorunda kalan Kınık halkı okuma-yazma imkânından büyük ölçüde mahrum kalmıştı. Ağaların bile çoğu
okuma-yazma bilmiyordu. Nahiye müdürlüğüne seçilen 4 ağanın okuma yazma bilmeyişleri devlet işlerinin aksamasına sebep olduğu için bunların değiştirilmesine gerek duyulmuştu.
Şehir, “Pazar kurulan, Cuma kılınan” yer olarak tarif edilir. Şehirli esnaftır. Ahi kültürü içerisinde yetişmiştir. Özüne, sözüne güvenilir. Şehir
demek, mektep, medrese demektir. Kültür merkezlerine ve şehir geleneğine
sahip olmak demektir. Şehri şehir yapan tarihi dokuyu korumak ve kollamak
demektir. Gelenekleri modern kültürle yoğurup yaşatmak demektir.
Osmaniye’nin 100. Kurtuluş Yıldönümü’nü kutlarken, 500 yıllık şehir
kültürüne sahip medeni, sözüne, özüne güvenilir saygıdeğer Osmaniyelilere
saygılarımı sunuyorum.
Künye
Yazar | : | Ortak Yayın |
---|---|---|
ISBN | : | 978-975-17-5396-0 |
Basım Yılı | : | 2023 |
Yayın No | : | 533 |
Basım Yeri | : | Ankara |
Dili | : | Türkçe |
İnceleyenler | : | Ümmügülsüm Candeğer, Volkan Payaslı |
Yay. Hazırlayan | : | Selcan Koçaslan |
Grafik Tas. | : | Selen Kuyucu |